SORU 1 - Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

CEVAP: Merhaba, biz Fauxels İç Mimarlık olarak 2015 yılında İstanbul’da kurulduk. Sanat, tasarım ve fonksiyonelliği bir araya getirerek yaşam alanlarına değer katma amacıyla yola çıktık. Ekibimiz; iç mimar, endüstriyel tasarımcı ve dekoratörlerden oluşan, yaratıcı ve yenilikçi bir kadrodan meydana geliyor. Tasarımlarımızda her projenin kendine özgü bir hikâyesi olması gerektiğine inanıyoruz ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını detaylı analiz ederek kişiye özel çözümler üretiyoruz.

SORU 2 - Ofisinizin bizimle paylaşabileceğiniz kuruluş hikayesi var mı?

CEVAP: Fauxels İç Mimarlık, kurucu ortaklarımız olan Merve ve benim, yani Elif’in, ortak tutkumuzla 2015 yılında kuruldu. İkimiz de iç mimarlık eğitiminden sonra sektörde farklı projelerde çalıştık ve kendi izimizi bırakabileceğimiz bir alan yaratmayı hep hayal ettik. Ben, mekanların ruhunu ortaya çıkaran sanatsal detaylara odaklanırken, Merve daha çok sürdürülebilir ve işlevsel tasarımlar yaratma üzerine yoğunlaşmıştı.

SORU 3 - İş iletişiminde almış olduğunuz kararlar var mı?

CEVAP: Tabii, Fauxels İç Mimarlık olarak iş iletişiminde şeffaflık, dinleme ve anlama, zamanında yanıt verme, profesyonellik ve saygı gibi prensiplere önem veriyoruz. Müşterilerimizle açık ve güvene dayalı bir iletişim kurarak, her projede onların beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz. Geri bildirimlere her zaman açık bir yaklaşımla, projelerimizi sürekli geliştiriyoruz.

SORU 4 - Sektörde tercih edilen olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

CEVAP: İç mimarlıkta sektörde tercih edilen biri olmak için öncelikle kendi tarzımı ve özgünlüğümü korumaya özen gösteriyorum. Her projede müşterilerimin ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlamaya ve onlara özel, işlevsel çözümler sunmaya odaklanıyorum. Güncel trendleri takip etmek ve farklı disiplinlerden ilham almak da benim için çok önemli. Aynı zamanda dijital araçları etkin bir şekilde kullanarak projelerimi görselleştirmeye ve sunmaya özen gösteriyorum. Böylece müşterilerime tasarımlarımı daha iyi aktarabiliyorum. İşin özünde ise sürekli öğrenme ve kendimi geliştirme arzusu var; bu da sektörde tercih edilmemde büyük rol oynuyor.

SORU 5 - Mesleğinizde kendinizi uzman gördüğünüz alt disiplin var mı?

CEVAP: İç mimarlıkta kendimi özellikle 'aydınlatma tasarımı' alanında uzmanlaşmış olarak görüyorum. Aydınlatma, mekanın atmosferini, işlevselliğini ve estetik görünümünü büyük ölçüde etkileyen bir unsur. Doğru aydınlatma ile mekanın karakterini vurgulamak, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve görsel dengeyi sağlamak mümkün. Bu yüzden her projede, doğal ışık ve yapay aydınlatmanın en iyi şekilde harmanlanmasına özen gösteriyorum. Aynı zamanda farklı aydınlatma tekniklerini ve en yeni teknolojileri takip ederek, projelere yenilikçi çözümler katmaya çalışıyorum.

SORU 6 - İç mekan tasarımlarında en çok keyif olduğunuz mahal tipi nedir?

CEVAP:

İç mekan tasarımlarında en çok keyif aldığım mahal tipi oturma odaları diyebilirim. Oturma odaları, hem işlevselliğin hem de estetiğin bir arada olduğu, insanların bir araya geldiği alanlar olduğu için tasarımı çok zevkli. Bu mekanlarda rahatlık, samimiyet ve sıcaklık hissini yaratmak çok önemli ve bu da tasarım sürecine ayrı bir derinlik katıyor. Farklı dokular, renk paletleri ve aydınlatma seçenekleriyle oynayarak odaya özgün bir atmosfer kazandırmak benim için gerçekten heyecan verici. Ayrıca, oturma odaları kullanıcıların yaşam tarzını yansıtmak açısından da özel bir alan, bu yüzden kişiye özel detaylar eklemekten de büyük keyif alıyorum.

SORU 7 - Son olarak mimarlık ve iç mimarlık öğrencilerine iş hayatları için verebileceğiniz tavsiyeniz nedir?

CEVAP:

Mimarlık ve iç mimarlık öğrencilerine en önemli tavsiyem, öğrenmeye ve gelişmeye her zaman açık olmalarıdır. Bu alanlar sürekli olarak yenilenen, değişen ve gelişen sektörler, dolayısıyla güncel trendleri, yeni malzemeleri ve teknolojileri takip etmek büyük bir avantaj sağlar. Ayrıca, kendi tarzlarını ve yaklaşımlarını geliştirmeleri çok önemli. Kendi kimliklerini yansıtan özgün bir tasarım dili oluşturmak, sektörde fark yaratmalarını sağlar. Bir diğer tavsiyem ise staj dönemlerinde veya ilk iş deneyimlerinde olabildiğince farklı projelerde yer almaları. Farklı proje türleri ve ekiplerle çalışmak, mesleki perspektiflerini genişletecek ve problem çözme yeteneklerini geliştirecektir. Son olarak, sabırlı olmalarını ve hata yapmaktan korkmamalarını öneririm. Hatalar, öğrenme sürecinin bir parçasıdır ve onları daha güçlü ve donanımlı bir tasarımcı yapar.

Bu kurgusal röportajda yetenekli fotoğraf sanatçısı Hillary Fox'un fotoğraflarını kullandık. Hillary Fox'a yürekten teşekkür ederiz!